Kültür, Turizm, Tarih ve Çevre

KÜLTÜR, TURİZM, TARİH ve ÇEVRE

 

Biga ve çevresinde Hellen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’ne ait eserler ve kalıntılar bulunmaktadır.

 

Parion Antik Kenti

 

Biga Yarımadası antik yerleşim yoğunluğu açısından Dünyada eşine az rastlanır yörelerin başında gelir. Bugünkü Çanakkale İli, Biga İlçesi Balıklıçeşme Beldesi Kemer Köyü’nde yer alan Parion da bu yarımadada yer alan antik yerleşimlerden biridir. Kente Biga-Çanakkale karayolunun 15.km’sinden kuzeye 14 km’lik bir yolla ulaşılır.

 

Antik Anadolu, açık bir şekilde coğrafi ve politik ‘alt bölge’lere ayrılmadığından ve bölge sınırları sürekli değiştiğinden dolayı, Parion Phrygia, Troas, Mysia, Hellespontos ya da Propontis kıyıları gibi değişik bölgelere verilmiştir.

 

Strabon, Parion’un Pity(ei)a (=Aksaz), Linus/Linon (=Şahmelek), Adresteia (=Azatlı Çiftliği), Paisos (=Bayramtaş), Priapos (=Karabiga) ve Lampsakos (=Lapseki) topraklarıyla komşu olduğunu ve Troas Bölgesi’nde yer aldığını bildirir.

 

Kentin adı ve kökeni konusunda ise çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan biri, kentin adını Erythraili göçmen İason ve Demetria’nın oğlu Parion’dan, diğeri ise, Troya Kralı Priamos’un küçük oğlu Paris’ten aldığı ve Paris’in burada eğitilmesinden dolayı da, Paris’in şehri anlamına gelen “Parion” şeklinde kullanıldığı yönündedir. Bir diğer görüşe göre ise, Parion adı ‘Paroslular’ın Kenti’ anlamında kullanılmıştır.

 

Parion’un kuruluşu İon kolonizasyonuyla ilişkilidir. Lydia ve Pers akınları sonucunda topraklarının çoğunu kaybeden Miletos’un kolonilerinin sayılarındaki artışı tetikleyen en önemli unsur, istilalarının yarattığı nüfus baskısı olmuştur. Miletoslu’lar Karadeniz (=Pontos Eukseinos) için anahtar niteliği taşıyan Çanakkale Boğazı (=Hellespontos), Marmara (=Propontis) ve İstanbul Boğazı (=Bosphorus)’nın her iki yakasında çok sayıda koloni kenti kurmuşlardı. Sayıları 90’ı aşan Miletos koloni şehirleri arasında, Çanakkale Boğazı’nın Marmara girişinde, Anadolu kıyısında kurulmuş olan Parion da vardı. Ancak Çanakkale Boğazı kıyılarında koloni kuran ana şehirler arasında Erythrai ve Paros da vardır.

 

İ.Ö. 709 yılında kurulduğu düşünülen Parion’un, Kolonizasyon Çağı’nda Erythrai’li, Miletos’lu ve Paros’lu göçmenler tarafından iskan edildiği söylenmektedir. Ayrıca kentin Thasos adasından gelenlerce kolonize edildiği şeklinde de görüşler vardır.

 

Yeni kurulan kentler göz önüne alındığında, neredeyse her Miletos kolonisinin iyi bir limanı bulunduğu görülür. Bu durum, koloni kentlerinin yer seçiminde ticaretin önemli rol oynadığını gösterir. Ayrıca din ve tapınım, ana kent ile kolonileri arasında saptanabilen en önemli bağlantılardan bir diğeridir. Graves’e göre Ehrardt, Miletos’un ve kolonilerinin ‘phyle’leri, takvimleri ve kültleri arasındaki ilişkiyi ayrıntılı bir şekilde incelemiş ve birçok kültün ana kent ve kolonilerinde ortak olduğunu ortaya koymuştur. Buna ek olarak kolonilerdeki kültler üzerine yaptığı çalışmalar, Aphrodite’nin ana kent için olduğu gibi, kolonilerde de önemli olduğu yönündeki tahmini doğrulanmıştır. Bu bakımdan Parion kazılarında bulunan Aphrodite heykelciklerinin çokluğu, kentin bir Miletos kolonisi olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

 

Parion’un geçmişi hakkındaki en sağlıklı bilgileri yazıtlar verir. Burada ele geçen yazıtlardan, kentte bir balıkçı esnaf birliği olduğunu, deninzde çoğunlukla uskumru ve orkinos çıktığını öğreniyoruz.

 

Parion insanı geçimini, balıkçılığın yanısıra, çok güzel üzüm bağları yetiştirerek de sağlıyordu. Antik çağda bölgede, Ainos’un sedefi, Abydos’un istiridyesi, Linon’un salyangozu ünlü olduğu gibi Parion’un da yengeci ünlüydü. Ayrıca her kimin Hellespont’a yolu düşse, pastasıyla da meşhur Parion’a mutlaka uğrardı.

 

Ephesos’da bir yazıtta geçen: “Denize kim bir şey alıp götürüyorsa bunu vergisinde belirtmeli, Kalkhedon, Daskylaion, Apollonia, Kyzikos, Priapos, Parion ve Lampsakos’da” şeklindeki ifadeden Parion’un bir gümrük durağı olduğunu da öğreniyoruz.

 

İ.Ö. 300 yıllarında yaşamış ünlü düşünürler Neoptolemos ve Artemidoros ile heykeltıraş Theudoros, Parion’un önde gelen tarihi şahsiyetleridir. Burada yaşamış Ophiogen ya da Serpent ailesinin yılan kabilesine mensup oldukları, Ophiogen erkeklerinin yılan ısırıklarını okşayarak, zehri kendi vücutlarına aktarıp, ateşi ve acıyı dindirerek tedavi ettikleri efsanesi anlatılır.

 

Batı Anadolu’daki bütün Grek kentleri gibi Parion da, İ.Ö. 7. ve 6. yy’da yüksek bir uygarlık seviyesine ulaşmış, ancak İ.Ö. 546 yılında Pers kralı Kyros II (İ.Ö. 559-529) tarafından Lidya Krallığı’na son verilince, bütün Anadolu Pers egemenliği altına girmiştir.

 

Pers kralı Dareios’un damadı Daurises, Hellespontos kentleri üzerine yürüyerek Dardanos’u almıştır. Abydos, Perkote, Lampsakos ve Paisos’u birer gün ara ile ele geçirdikten sonra, Parion üzerine yürüdüğü sırada Karia, İonlar’a uyarak ayaklanınca geri dönmüştür. Ancak Karia ayaklanmasının bastırılmasından hemen sonra Parion da Pers yönetimine geçmiştir.

 

Pers krallarının boyunduruk altına aldıkları kent devletleriyle tek tek ilgilenmelerine olanak olmadığı için, Anadolu’daki asıl egemenler, Kral ile aynı yetkilere sahip olan satraplardı. Bölgedeki satraplardan bazıları: Abydos’ta Daphnis, Lampsakos’da Hippoklos, Prokonnessos’ta Metrodoros, Kyzikos’ta Aristagoras, Byzantion’da Ariston ve Parion’da Heraphantos’dur. Bu konuda Herodotos da, Tyran Heraphantos komutasındaki Parion’luların, Pers kralı Dareios’un İskit Seferine (İ.Ö. 513-512) katıldıklarını bildirir.

 

Grekler, Ege Adaları ve Batı Anadolu’daki kentleri Pers egemenliğinden kurtarmak amacıyla, İ.Ö. 479-478 yıllarında “Atika-Delos Deniz Birliği”ni kurmuşlardır. Kısa sürede dağılan bu birliğe, Lampsakos ve Sestos gibi kıyı kentlerinin yanında Parion’un da üye olduğu bilinmektedir.

 

İ.Ö. 431-404 yılları arasındaki Peloponnessos Savaşları sırasında Atina’nın yanında yer alan Parion halkı, Spartalı’lara karşı savaşmıştır. Xsenophon’a göre, İ.Ö. 411 yılında, Alkibiades komutasındaki 86 gemilik Atina donanması, Parion limanında toplanarak Perslere karşı sefere çıkmıştır.

 

İ.Ö. 4.yy.’ın ortalarında Makedonya Krallığı bulunduğu bölgede güçlenmeye başlamış ve Büyük İskender Makedonya egemenliğini sağladıktan sonra doğuya yönelmiştir. İskender’in ‘Doğu Seferi’nde, İ.Ö. 334 yılında Granikos ve İ.Ö. 333 yılında İssos Savaşı’nda Persleri yenmesiyle, bütün Anadolu onun egemenliğine girmiştir. İskender, Anadolu’da yaklaşık 20 kente bağımsızlık vermiştir. Bu kentler arasında bulunan Parion, Hellenistik Dönem’in başlangıcında bir süre bağımsız kalmıştır.

 

Parion, olasılıkla Büyük İskender’in kurduğu ve Troas kentlerinin oluşturduğu, dokuz üyeli bir birliğin, “İlion Federasyonu”nun üyesi olmuştur. İ.Ö. 306’da kabul edilen federasyonun en eski kararlarına göre, federasyonda sadece İlion değil, Dardanos, Skepsis, Assos, Aleksandreia Troas, Abydos, Lampsakos, Gargara ve Parion’da vardır. İlion Federasyonu’nun ortak tapınağı İlion’daki Athena Tapınağı idi. Burada kentlerin temsilcileri, iş görüşmek ve ‘Panathenaia Festivali’ni kutlamak için toplanırlardı. Bu birlik, bir konsey dışında, yerel bir ordu, mahkeme veya bir karar verme mercii gibi gerçek güce sahip, siyasal önemi olan konumlara ulaşmamıştır.

 

Parion, İ.Ö. 302 yılına gelindiğinde Lysimachos’un, İ.Ö. 281 yılında yapılan ‘Kurupedion Savaşı’yla da Suriye Kralı Seleukos’un egemenliği altına girmiştir. İ.Ö. 278-277 yıllarında Anadolu bu kez Galatlar’ın (=Keltler) istilasına uğramıştır.

 

Apameia Barışı sonrası, Hellespontos ve çevresini ele geçiren Eumenes I (İ.Ö. 263-241) ve ardından Attalos I (İ.Ö. 241-197) başarılı politikalarıyla Galatlar’a karşı büyük zaferler kazanmış ve Aeolia Bölgesi’nde egemen duruma gelmiştir. Troas Bölgesi de, İ.Ö. 241’den sonra, Attalos I döneminde, Bergama Krallığı’nın egemenliğine girmiştir.

 

İ.Ö. 133’de Attalos III’ün (İ.Ö. 139-133) vasiyeti ile Bergama’nın yönetiminin Roma İmparatorluğu’na bırakılmasıyla Parion da Roma’nın idaresine geçmiştir.

 

İ.Ö. 89-73 yılları arasında, ‘Birinci Mithridates Savaşı’ sırasında, Parion, Aleksandreia Troas, Lampsakos ve İlion’a, konumları göz önünde bulundurularak bağımsızlık verilmiştir. Marmara Denizi kıyılarında doğudan batıya doğru Kios, Apemeia, Kyzikos, Parion, Lampsakos ve İlion şehirleri bir savunma hattı oluşturmuşlardı. Bu sayede Parion, Roma için önemli bir savunma gücü oluşturmuştur. Roma Çağı’nda Parion’a büyük önem verilmiş ve İmparator Augustus (İ.Ö. 27-İ.S. 14 ) kenti “Colonia Pariana Iulia Augusta” olarak ilan etmiştir. Bu dönemde Parion’da mimari yapılanma faaliyetlerine hız verildiği görülmektedir.

http://parion.biz/index.php/tr/

https://canakkale.ktb.gov.tr/TR-70579/parion-biga.html

http://www.biga.gov.tr/ilcemiz

https://www.biga.bel.tr/biga-tanitim/tarihce

https://www.youtube.com/watch?v=x7iZhRyXCwc











Mail Listemize Katılın
Formu kullanarak mail listemize katılabilir,
yeniliklerden ve duyurulardan anında haberdar olabilirsiniz.

Web sitemizde size daha iyi hizmet verebilmek için "Oturum Çerezleri" ve "Fonksiyonel Çerezler" kullanılmaktadır. Sitemizde gezinerek çerez kullanımına izin vermiş olursunuz.